Yillardir gunluk yazmak istemisimdir ama her seferinde
usenip ya da kendi kendime kanit birakmamak icin vazgectigim bir hobidir bu.
Sonra blogger olmak, hep hayran kalmisimdir gordugum tanidigim kisilerin
ozenerek yazmalarina, resimlerine, kendi hayatlarinda kendi baslarina
yapabilecekleri, kendilerine hediye edebilecekleri en basit en guzel sey belki
de. Sonra Parise geldim, ani kararlar, spontane degisiklikler.. Ne olursa olsun
oss`ye calisan ve sonuc en kotusu bile olsa Istanbulda ailesiyle, her seyden
cok sevdigi ailesiyle, arkadaslariyla, arkadastan daha yakin arkadaslariyla,
sicak yuvasinda, mutlu mesut okuyacak olan ben, kendimi Paris`te buldum.
Hayatim beklemedigim bir yonde degisti, gelisti. Iyi mi oldu kotu mu zamanla
gorecegiz, hatta hep birlikte gorecegiz. Buraya 1 hafta kadar once abimle
geldigimde hayatimi her zaman etkileyen fikirlerinden biriyle daha karsimda
durdu ve « Madem boyle zor bir deneyim yasiyorsun suan yazmaya baslamaktan
daha iyi ne olabilir » dedi, bir an dusundum ama cok ustunde durmadim her
zamanki gibi hakliydi.. Hayatim degisiyor, bildigim tek sey hazir olmadigim,
hazirlanmaya, alismaya, bildigim, tanidigim arkadaslarimdan baska kisilerle
iletisim kurmaya calisiyorum. Ustelik onlari anlamiyorum bile, siz dusunun..
Bir evi gecindirmek, belli bir miktar parayla 1 ayini tek basina gecirmek,
yemek yapmak, bulasik yikamak, camasir yikamak, okula gitmek, odev yapmak,
sunum yapmak, sinav olmaktan en onemlisi insanlari anlayabilmek ve tanisabilmek
icin cesitli aktivite ve arastirmalarimdan vakit bulabilirsem gercekten
basladigim bu ise, bu bloga devam etmek istiyorum.
Hepiniz yeni ve bazen de eski hayatima hosgeldiniz
From Paris With Love